28 Nisan 2025 04:38

Mektup | Bizi 1 Mayıs’ta alanlara çağıran gençlere kulak vermeyecek miyiz?

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

1 Mayıs yaklaşıyor ve yine işçilerin büyük bir kısmı “Mesai olur mu?​” ya da “Tatil olur mu?​” soruları haricinde bir şey konuşmuyor. Bu bir işçi olarak beni en çok yaralayan durumların başında geliyor. Ne yazık ki işçiler açısından 1 Mayıs, sadece resmi tatil gününden ibaret hale geldi. Bunun birçok sebebi var. Ama ağırlıklı olarak sendikalar şapkayı önüne koymalı ve bunu düşünmeli. Hoş, sendikaların bunu bir sorun olarak görüp görmediğinden de emin değiliz. Kimi işçi sendikaları da 1 Mayıs’a yalnız “resmi tatil” olarak yaklaşıyor, bugünün önemini üyelerine aktaramıyor ve daha da kötüsü; bunu normal buluyor.

İktidarlar değişir, muhalefetler değişir ama değişmeyen tek şey, bu düzenin siyasetinde işçiye yer ayrılmaması. Çünkü biz işçiler, üretimden gelen gücümüzün farkına varmadıkça, siyaset sahnelerinde ‘yok sayılmaya’ devam edeceğiz. Siyaset işçiler için hep gereksiz, öcü gibi gösterilmeye devam edecek. Sanki aklımız ermiyor gibi hissettirecekler bize, bizi ilgilendiren bir şey de yokmuş zannedeceğiz. Oysa her şey bizi ilgilendirir! 1 Mayıs her derdimizi, sorunlarımızı, taleplerimizi haykırarak dile getirebileceğimiz, bize ait, özel bir gün. Yılın 364 gününde bize kulağını tıkayan, bizi sadece ‘vergi’ olarak görenlerin, bize kulaklarını tıkayamayacağı gündür 1 Mayıs.

Ve taleplerimizi dile getirerek, haykırarak alabileceğimizi bilmeliyiz. Hiç kimse durduk yere hayat şartlarımızı iyileştiren yenilikler yapmayacak. Sanki her şey yolundaymış gibi sessiz kalırsak, hiçbir derdimizi dile getirmezsek, neden bir şeyler düzelsin? Neden birileri durduk yere bizlere ‘iyilik’ yapsın?

19 Mart’tan bu yana ülkemizin dört bir yanından milyonlarca insan hep beraber “hak, hukuk, adalet” diyor. Elbette içinde tekil olarak işçiler de vardır ancak bu süreçte toplanıp işçi sınıfı da burada diyebileceğimiz bir alan olmadı. Sendikacılar da asla buna uygun şeyler yapmadı, sesini dahi çıkarmadılar. Buna karşı siyasetin bizi ilgilendirmediği gibi gerekçeleriniz olabilir. Bu ülkede liselisinden üniversitelisine kadar gençler hatta çocuklar o alanlara sahip çıktılar bizim için de haykırdılar. Şimdi de 1 Mayıs’ı en çok onlar sahipleniyor ve bizi alana çağırıyorlar! Bu çağrıya kulak vermeyecek miyiz?

Bugün sahip olduğumuz küçücük haklarımız dahi onlarca, yüzlerce yıllık mücadelelerin, çabaların sonucunda kazanıldı. Hiçbir şey bir anda, kendiliğinden güzelleşmiyor. Bedeller ödeniyor, mücadeleler gösteriliyor. Böylece bir şeyler kazanılıyor. Bugün bizlere düşen ise, bize ait tek güne sıkıca sarılmak, ona gereken değeri göstermek. En temel demokratik haklarımızdan biri olan yürüyüşlere katılmalı, işçi sınıfının gür sesini haykırmalıyız. Çünkü ancak hep beraber olur, kol kola gelebilirsek hayatlarımızı güzelleştirebileceğiz. Başka yol yok!

Evrensel'i Takip Et